YAPAY ZEKÂNIN TASARIMCILAR ÜZERİNDEKİ PSİKOLOJİK ETKİLERİ

Sümeyra KAYMAZ
Ekim 17, 2023 0 Yorum

YAPAY ZEKÂNIN TASARIMCILAR ÜZERİNDEKİ PSİKOLOJİK ETKİLERİ

Zaman, insanlık tarihinin en büyük sorunlarından biridir. İnsanlar zamanı daha verimli kullanmak için yeni teknolojiler geliştirmekte ve makinelerin insanlar gibi düşünüp düşünemeyeceğini tartışmaktadırlar. Teknolojik gelişmelerin güçlü örneklerinden biri olan yapay zekâ, öğrenme, akıl yürütme ve eyleme dökme işlemlerini, insan sinir sisteminden ilham alarak gerçekleştiren ve bir dizi hesaplama teknolojisine dayanan bir bilimdir. Yapay zekâdan önce otomasyon sistemleri, yalnızca insan fiziksel gücüne yardımcı olan işlerde kullanılırken, yapay zekâ ile insan düşünce ve bilgi işlemini gerektiren işlemlerde de kullanılmaya başlanmıştır. Dolayısıyla, işgücü piyasasında köklü değişikliklerin yaşanmasına sebep olacağı görüşünü ortaya çıkmıştır. Bu durum, sanat alanında da kendini göstermektedir. Son yıllarda, yapay zekâ, grafik tasarım sanatının yeni çalışma alanlarından biri olmuş ve logo, web tasarım gibi grafik sanatının her alanında kullanılarak tüketicilere yönelik hizmetler sunmaktadır. Yapay zekâ sistemlerinin gelişmesiyle şirketlerin işlerinin daha verimli hale geleceği, daha çok kazanacakları öngörülmekteyken, bu şirketlerde çalışan insanlara duyulan ihtiyacın zamanla azalacağı düşünülmektedir. Bu durum kazanılan gelirin daha az kişiye bölüneceği ve beraberinde sosyal eşitsizliklerin artacağı anlamına gelmektedir. Yaşanan teknolojik değişimlerin yeni zorlukları yaratacağı öngörülmektedir. Öte yandan da yapay zekâ sistemleri, sanatçıların eserlerini pazarlamaya yardımcı olmaktadır. Örneğin, bir yapay zekâ sistemi, sanatçıların eserlerini tüketicilere ulaştırma konusunda yardımcı olarak sanatçıların eserlerini daha geniş bir kitleye ulaştırmalarına imkân sağlamaktadır. Ancak toplum olarak bu teknolojilerden korkulması ve endişe duyulması, yapay zekâ gelişimini olumsuz etkileyebilir. Belki yanlış adımlar atılmasına neden olabilir.

     Teknolojik gelişmeler ve ilerlemeler, insanlar için iş potansiyellerinin ellerinden alınacağı kaygısını da beraberinde getirmektedir. Üretmek, insan zekâsına özgü bir durum olduğundan, grafik tasarım çalışmaları bilgisayar ve internet kullanılarak yapıldığı için ister istemez karşımıza çıkmakta ve grafik tasarım alanın bir parçası haline gelmektedir. Bu durum, yapay zekâ uygulamalarının artmasına ve herhangi bir grafik tasarım tecrübesi olmayan bir tasarımcının araç gereksinimi duymadan yapay zekâ siteleri ile ‘logo’ ve web sitesi tasarlamasına imkân tanımaktadır. Ancak yapılan bu eserlerin tasarım kriterleri açısından fikir, üretkenlik ve özellikle özgünlüğü tartışma konusu olmaktadır. Günümüzde yapay zekâ ve makine öğrenimindeki gelişmeler için de aynı kaygıların toplum tarafından duyulduğu görülmektedir. Yapılan araştırmalarda yeni bilgi teknolojilerinin, yakın gelecekte çok çeşitli mesleklerde, önemli bir istihdam payını riske atacağı sonucuna varılmıştır. Mevcut iş sınıflarının riske atılması sonucunda ise, iş sektöründe kitlesel işsizliğe neden olarak mevcut sosyal ve ekonomik bölümlerin daha da kötüleşmesi mümkündür. Bu durum ile karşı karşıya gelecek öncelikli grupların ise düşük eğitimli kişiler ve genç toplum olacağı öngörülmektedir. Tasarım piyasası üzerinde yaşanan bu değişimler, toplum üyeleri üzerinde farklı etkiler ile hissedilecektir. Mesela, daha az teknik beceriye sahip olan kişiler, gelecekte daha çok zorluklar ile karşılaşacaklardır. Tasarım dünyasına yeni giren gençlerin ise, yapay zekâ ile çalışan ilk nesil olacakları için, önceden yaşanmamış problemlere çözümler bulmak zorunda kalacakları öngörülmektedir.

     Yapay zekânın işten çıkarma potansiyelinin olması psikoloji üzerindeki en büyük etkidir. Yapay Zekâ teknolojisi gelişip iş yerinde daha yaygın hale geldikçe, belirli işlerin otomatik hale gelmesi ve bazı insanlar için işsizliğe yol açması kaçınılmaz bir gerçek gibi görünmekte. Bu durumda gelecekte belirli bir kitle için, gelecekle ilgili endişe ve belirsizlik duygularına ve ayrıca amaç ve tatmin eksikliğine yol açabilir. Ancak hemen umutsuzluğa düşmemek lazım. Yapay zekanın, özellikle yapay zekâ geliştirme ve yönetimi ile ilgili alanlarda yeni iş fırsatları da yaratabileceğinin de altını çizmek gerekiyor. Yapay zekanın belirli görevleri üstlenmesi, bizleri daha yaratıcı ve üst düzey işlere odaklanmamız için serbest bırakabilir. Mesela angarya bir işimiz için saatler harcamak yerine, bu sıkıcı işleri yapay zekaya bırakabilir ve odaklanmamız, vakit ayırmamız gereken daha önemli işlere bakabilir ya da hobilerimize odaklanabiliriz.

     Yapay zekanın bir diğer psikolojik etkisi, sosyal etkileşimler ve ilişkiler üzerindeki etkisidir diyebiliriz. Yapay zekâ günlük hayatımıza daha entegre hale geldikçe, sosyal etkileşim ve bağlantı için ona daha fazla güvenmemiz mümkün. Bu uygun görünse de gerçek insan bağlantısının temel bir ihtiyaç olduğunu ve sosyalleşme için yapay zekaya çok fazla güvenmenin yalnızlık ve izolasyon duygularına yol açabileceğini unutmamak da bizler için önemlidir. Bir başka açıdan bakmak gerekirse, yapay zekâ daha fazla görev ve sorumluluğu üstlenirken, bazı tasarımcılar kendi becerilerinin ve yeteneklerinin değerinin azaldığını hissedebilir. Bu durum da kendine saygı ve değer duygusunun azalmasına neden olabilir.

     Elimizdeki az verilerden ve alanın tamamen bizlere yeni olmasından dolayı kesin olarak söylemek zor, ancak gelişmeye devam ederken yapay zekanın potansiyel sonuçları hakkında açık ve dürüst tartışmalar yapmaya devam etmek burada oldukça önemli. Olası psikolojik etkilerin farkında olarak ve bunları ele almak için adımlar atarak, yapay zekanın iyilik için pozitif bir güç olduğu bir gelecek yaratmaya çalışabiliriz.